27 Ocak’ta Lokalize serisi kapsamında Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde dinleyicisiyle buluşacak olan Ege Çubukçu ile konser öncesi bir araya geldik. TIMELINE adını verdiği konsept ile müzikseverlerle bir araya gelecek olan Çubukçu, gece için: “Müzikle kurduğum bağın 24. yılını parti ışıklarının aydınlattığı bir zaman tünelinin içinden geçerek kutlayacağız.” diyor. Uzun bir süre kendisini piyasada neden göremediğimizi sorduğumuzda şirketiyle davalık olduğunu ve bu yüzden de sahnelerden, şarkılarından uzak kalmadığını dile getiren Ege Çubukçu, bu yılki hedefinin bol konser vermek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “98’de başladığım bu yolculukta yıllar boyunca kazandığım deneyimi aktarma şansım olan bir yıl olmasını diliyorum.” Çok daha fazlası söyleşimizde seni bekliyor!
Sizi birbirinden farklı tarzda müzik yapan isimlerle bir arada görmeye alışkınız. En son Kenan Doğulu ile What’s Love parçasında bir araya geldiniz. Bu birliktelik nasıl gerçekleşti? Nasıl gelişti?
Her şey şarkının kaydından bir sene önce başladı. Brok Beatz, Alaca ve bazen ek olarak başka müzisyen arkadaşlarla müzik kampları yapıyoruz. Alaca ile Şifne’de parçanın bestesi ve sözleri ortaya çıkmaya başladığında, şarkının R&B bölümlerini Kenan Doğulu sesinden duymak istediğimi dile getirmiştim. Olur mu olmaz mı derken menajerim Güray Gürsel’in de eforuyla parçayı Ken’e ulaştırdık. Yazarken sesini hayal ettiğiniz kişi o besteyi okuduğunda gerçekten mucizevi bir an yaşıyorsunuz. Sonrası parçayı birlikte olduğundan daha iyi bir yere çekme mesaisi ve keyifli anılar. Harbiye’de yaptığımız canlı performans da unutulmazlar arasına girdi bizim için.
Kenan Doğulu’yu daha farklı bir sound ile görüyoruz aslında. Alışık olduğumuzun dışında desek yanlış olmaz herhalde?
Kenan Doğulu müthiş bir müzikal spektruma sahip. Türler üstü bakıyor olaya. What’s Love’da ise uzun zaman önce Erdem Kınay’la çalıştığı Demedi Deme albümünden cesaret alarak kurduğumuz bir ilişki var. Soul, R&B, pop karışımı bizce ona çok yakışıyor.
2000’lerin ortalarında en çok dinlediğim isimler arasında siz de yer alıyordunuz ama bir dönem kendi kabuğunuza çekilir gibi oldunuz. Bilinçli olarak yaptığınız bir durum muydu yoksa o dönem öyle mi gerekti?
2008-2012 arasında dönemin yapım şirketi ile olan bir anlaşmazlık sonucu davalık olduk. Davayı 4 yıl sonra kazandım ancak o 4 sene sahnelerden özellikle de şarkılarımdan uzak kalmak zorunda kaldım. Popüler kültürde çok uzun bir süre tabii bu. Fakat bana başka yönlerimi keşfetme fırsatı tanıdığı için de herhangi bir ukte yok içimde. Sadece sizin gibi bir çok müzikseverin radarından çıkmak durumda kaldım. Bu, yaşanan dönem içinde çok can acıtıcıydı.
Uzun zamandır piyasanın içerisinde olan bir müzisyen olarak hip hop müziğin yükselişi hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Her zaman popülerdi aşkında farklı kitleler tarafından biliniyor ve dinleniyor olmamasının sebebini neye bağlıyorsunuz?
Meslektaşlarım ve tür için mutluluk verici bir yükseliş. Ancak yükselen salt hip hop kültürü olmadı. Rap müzik ardından trap, drill derken dünyada popüler olan bir müzik türünün sosyal medya ile viralleşmesi diyebilirim. Dinleyiciyken başka, icracıyken bir başka, yıllar sonra geniş açıdan bakınca da bambaşka jenerasyonlara tanık oldum. Bu jenerasyonlar içinde emeğinin karşılığını alamayan çok kültür emekçisi var. Günümüzdeki yükseliş, popüler kültür içinde kabul görmesine dayalı. Bu dikkati çekmeyi başaranlar ile dikkati üstünde tutmaya çalışanlar türe başka kollardan hizmet ediyor.
Yıl içerisinde yeni bir albüm gelecek. Hazırlıklar tamamlandı mı? Nasıl bir albüm yayınlayacaksınız biraz detaylandırabilir misiniz?
Derya gibi kendi hikayesi olan bir albüm olması için çalışıyoruz. Daha önce yazdığım onlarca şarkının “aşk parçası” olarak algılanması ilk kıvılcımı yaktı. Hep aklımda aşk temalı bir albüm dönüyordu ama olgun değildi. Dedim ki tamamı aşk hikayesi olan bir albüm olsun. Sonra bu hikaye, bir aşk hikayesinin başından sonuna kadar farklı anlarını-süreçlerini anlatan bir albüme dönüştü. Hala yapım aşamasındayız.
2023 yılı planlarınız arasında neler var? Bol konserli bir yıl sizi ve dinleyicilerinizi bekliyor mu?
Yaşadığımız ortam ve özellikle bu sene çok ileri odaklı planlar yapmayı engelliyor. Her an her şeyin birkaç dakika içinde değiştiği, toplumsal olarak da dikkatimizin, motivasyonumuzun bozulduğu bir ortamdayız. Hedef tabii ki bol konser ve yaratıcılık açısından akışta olmak. 98’de başladığım bu yolculukta yıllar boyunca kazandığım deneyimi aktarma şansım olan bir yıl olmasını diliyorum.
27 Ocak’ta Lokalize serisi kapsamında Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde yer alacaksınız. Neler hissediyorsunuz? Dinleyicilerinizi nasıl bir performans bekliyor?
Yepyeni bir konsepti ilk kez sahneleyeceğimiz bir konser olacağı için heyecanlıyız. Dinleyicileri şimdiye kadar gördükleri performasın, eforun çok üstünde bir konser bekliyor.
TIMELINE adını verdiğiniz bir konsept ile dinleyicilerinizle buluşacaksınız. Nasıl bir konsept bu biraz bahsedebilir misiniz?
TIMELINE izlerken, 1983 yılında İzmir’de doğan, kendini sanat aracılığı ile keşfederken gönlünü hip hop kültürüne kaptıran bir çocuğun büyüme hikayesine şahit oluyoruz. O çocuğun gözünden, rap müziğin ve paralel olarak kariyerinin geçirdiği evrimi izlemek, 80-90 ve 2000’ler Türkiye’sine göz ucuyla bakmak performansın bütününü oluşturuyor. Özellikle kariyerim paralelinde evrimleşen kültüre ve rap müziğe dair potpurilerimizin, seyirciyi coşturacağına inanıyorum. Müzikle kurduğum bağın 24. yılını parti ışıklarının aydınlattığı bir zaman tünelinin içinden geçerek kutlayacağız. 25. yıl öncesi ilk adımımız TIMELINE…