Rock müziğin en üretken gruplarından biri olan Pera, pandemi döneminde kaydettiği Sevda Beladır isimli 14 parçalık albümünü geçtiğimiz hafta yayınladı! Tüm parçaların söz ve müziğinin Gökhan Mandır’a, düzenlemesi Gökhan Mandır ve Hakan Ünalan’a, mix ve mastering’i ise Kaya Sevinç’e ait olan albümün ilk klibi, grubun solisti Gökhan Mandır’ın yönetmenliğinde Ben Yağmuru Bilirim parçasına çekildi.

Biz de grup üyelerinden Gökhan Mandır (solist) ve Hakan Ünalan (davul) ile albümün hazırlık sürecinden söz yazımına klip çalışmalarından yeni projelerine kadar birçok konu hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Sevda Beladır isimli yeni albümünüzle dinleyicilerinizle buluştunuz. 14 parçanın yer aldığı bu albümün hazırlık süreci ve tamamlanma aşaması ne kadar sürdü?

Gökhan Mandır: Aslında çıkmayı bekleyen İçimdeki Şeytan adlı bir albümüz vardı ve maalesef pandemi sebebi ile turneyi ve tüm konsepti askıya almak zorunda kaldık. Dinleyenlerimizin beklentisi yeni şarkılardı ve “Ne yapabiliriz?” diye düşününce önce hazır birkaç şarkı kaydı ile sürece başladık. Sonrasında hiç planlarımızda olmayan bir albüme dönüştü. En zor albüm kaydımız oldu, çünkü çoğunluğunu home studio çalışmaları oluşturdu. Değişik bir deneyim oldu bize çünkü bu zamana kadar hep stüdyoda kayıtlar yapmıştık. 

İçinde bulunduğumuz dönem itibarıyla müzik dinleme platformlarının değişmesiyle birlikte aslında müzik dinleme şeklimiz de değişti. Sizi bu dönemde 14 parçadan oluşan bi’ albüm hazırlamaya motive eden şey ne oldu? Single çalışmalarının bile çabuk tüketildiği şu zamanda albüm hazırlıyor olmak sizi korkutmadı mı?

GM: Aslında korkuttu. Ama biz genelde single bile yapsak onları bir albümde toplamaya bir yere ait kalmalarına dikkat ediyoruz. Bizi korkutan çabuk tüketilme durumu olmuyor genelde. Çünkü durum bizde biraz farklı işliyor gibi. Biz şarkıların biraz zaman geçtikçe fark edildiğini ve dinlendikçe anlam kazandığını gördük. En azından bizim dinleyicimiz bize daha uzun vade bakıyor. Ama albüm yapmak ve onu hak ettiği şekilde dinleyici ile buluşturmanın gerçekten çok zor olduğu bir dönemde bu albümü yayınladık. O sebeple belki tanıtım kısmında eksiklerimiz olabilir ama durumu da böyle kabul etmek dışında pek bir şansımız yok maalesef. 

Pera aynı zamanda bir hikayenin anlatıldığı ya da performans sergilendiği klip çalışmalarıyla da karşımıza çıkan bir grup. Bu albümün ilk klibi de sizin yönetmenliğinizde Ben Yağmuru Bilirim parçasına çekildi. Klip çekimlerinin devam etmesi ve özenli bir şekilde gerçekleştiriyor olmanız tamamen dinleyicinin talebinden mi yoksa romantik bir yaklaşımdan dolayı mı?

GM: Aslında klip çekmekten pek hoşlanmıyoruz. 4 erkekten oluşan bir grubun genelde bir hikayeye adapte edilmesi çok zor. Bunun dışında kalan kısımda da sadece performans sergilemek kalıyor. Biz elimizden geldiğince bir şeyler çekmeye çalışıyoruz. Asıl sebebi ise hala “Bir şarkının klibi yoksa o şarkı önemli bir şarkı değildir” gibi bir algının oluşu. Yazılı değil tabi bu, söylenmese de bizde gerçek bu. Ama tüm bunlara rağmen eski alışkanlıklardan ve öğretilerden dolayı çekmeye çalışıyoruz desek yanlış olmaz sanırım. 

Herkesin en az bir Pera parçasında kendinden bir şey bulabileceğini düşünüyorum. Öncelikle sizin bu konuda düşünceleriniz neler? Sözleri yazarken böyle bir kaygı taşıyor musunuz? Yoksa zaten hissettiklerinizi tüm samimiyetiyle aktardığınız için mi insanlara dokunduğunu düşünüyorsunuz? 

GM: Genelde şarkı yazarken çok sistem kurmuyorum. Gitarı elime alınca hissettiğim gibi bir şey çıkartmaya çalışıyorum. Bazen aklımda sadece bir cümle ya da kelimeyle günlerce geziniyorum. O bana bir şey hissettiriyor ve “Onu tamamlamam gerekiyor” diyorum. Kendi hissedemediğim bir şeyi grupla bile paylaşmıyorum. O sebeple samimi hislerimi yazmak bu işi sevmemdeki en önemli neden. 

Pera’nın çok güzel bir dinleyici kitlesi var. Yaptığınız her çalışmanın arkasında duran, sizleri destekleyen bir kitle. Peki siz grup olarak gelen yorumları sıkı takip edebiliyor musunuz? Bunları kendi içinizde olumlu-olumsuz değerlendirip, bir yol haritası oluşturuyor musunuz?

GM: Evet, bazen “Bizi nasıl bu kadar seviyorlar? Bunu nasıl başardık acaba?” diye biz bile kendimize sormuşuzdur. O sebeple bizi motive eden gerçekten onların bu sevgisi. Biz hep dinleyicimizle iletişim halinde olmayı sevdik. Bu sebeple bu fan-sanatçı ilişkisi bizi pek açmadı. Biz buna bir aile gözü ile baktık ve buna “PerAilesi” dedik. Ama aile içinde de her zaman güzel sözler duyamazsınız. Onlara, “Niye bunu dedin? Neden böyle eleştirdin?” demektense mükemmel olmadığımızı bilip bununla yaşamaya ve üretmeye çalışmak bizi yola devam ettiren şey. Her şekilde onlarla çok mutluyuz aslında.

Benim için Türkçe Rock müziğin en keyifli zamanları 2005-2010 yılları arasındaydı. Günümüzde ise o zamanlara ait üretim ve disiplinin devam ettiği gruplar arasında Pera’nın önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Sizi grup olarak bu kadar üretken ve istikrarlı olmaya motive eden şey ne oluyor? Nelerden besleniyorsunuz?

Hakan Ünalan: 2000’li yılların başından beri beraber müzik yaptığımız için aslında o yılları çok güzel yaşadık diyebiliriz. Bir çok rock sahnesinde de cover’lar yapan, oldukça sert bir setlisti olan bir gruptuk. Belki biraz şanssızlık, belki tecrübesizlikten dolayı ilk albümümüz 2012 yılına kadar çıkamadı. O dönemler bar sahnelerinde çalarken hep “Neden kendi şarkılarımızı kaydetmiyoruz?” diyorduk. Şu an için bile aynı hissiyat geçerli. Gökhan, gece geç bir saatte bir şarkı yazar sabaha karşı bana göndermiş olur ve gün doğarken düzenleme fikirlerinin çoğunu konuşmuş olup hemen kayıt için organizasyonlara başlarız. Bu genelde böyle oldu. Üretme hazzının kendisi zaten üretmek için gerekli motivasyonu veriyor. 

O yıllardan bahsetmişken düetlere değinmeden edemeyeceğim… O zamanlar gruplar arasında düetler oldukça popülerdi. Peki sizden yakın zamanda böyle bir işbirliği haberi alır mıyız? Özellikle de Rock Müzik yapan grup ya da kişilerle birlikte?

HÜ: Bu konuda görüştüğümüz bir çok müzisyen dostumuz var ancak pandemi şartlarında bir araya gelmek çok zor oluyor gerçekten. Bu sebeple planladığımız bazı düetler de erteleniyor diyebiliriz. Önümüzdeki dönem dinleyicilerimize böyle sürprizler yapmayı elbette istiyoruz. 

Son olarak Pera’nın sonrası için planları neler? Halihazırda bekleyen projeler var mı?

HÜ: Halihazırda bekleyen İçimdeki Şeytan albümü var öncelikle ama onun çıkması için pandemi ortamının yumuşamasını bekliyoruz çünkü konser performanslarıyla anlam kazanacak bir albüm olduğunu düşünüyoruz. Bu dönemde zaten sahne almak imkansız, konser yapabildiğimiz dönemde de akustik sahneler yapabildik. Tekrar cayır cayır rock sound’u ile konserler yapabildiğimizde ilk işimiz bu albümü yayınlamak olacaktır. Şu an çıkmış yepyeni bir albümümüz var ve ilk etapta onun kliplerini dinleyicimizle buluşturmak istiyoruz. Ve elbette ki yeni single’ların da kayıtları büyük ölçüde tamamlandı. Onları da paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.