Geçtiğimiz günlerde Kırmızı Lavlar isimli yeni parçasıyla dinleyicisiyle buluşan Yasemin Mori ile bir araya geldik. Şarkının mutfak masasında otururken kendiliğinden ortaya çıktığını söyleyen Mori, mini albüm hazırlığını, YouTube için yapmak istediği projeleri ve çok daha fazlasını Kayıt Dışı’na anlattı.

Geçtiğimiz günlerde Kırmızı Lavlar isimli yeni şarkınızla dinleyicinizle buluştunuz. Serhat Şensesli ile ortak çalışmanız olan bu parçanın hazırlık sürecini sizden dinleyebilir miyiz?

Geçen sene bu zamanlarda mutfak masasında oturup şarkı yaptığımız bir dönem vardı, melodiler öyle kendiliğinden aktı gitti ve telefona kaydettik, sözleri de sonradan dinlememde hızlıca karaladım. Bazı şarkılar hayata gelmek için can atıyor, bazılarını siz tutup ellerinden çekiyorsunuz. Kırmızı Lavlar kendiliğinden gelen bir armağan gibiydi. Prodüksiyon tarafında birçok kez farklı arayışlara girdik, çok daha elektronik bir versiyon da vardı ama en son sahnede enstrümanlar çaldığında bu sesi aynen çıkarabilecek olan bir prodüksiyon bana çok daha yakın hissettirdi. Serhat, multi enstrümantalist. Bas konusunda bir usta ve diğer enstrümanlara da üst seviyede hakim dolayısıyla biraz ‘one man show’ bir prodüksiyon oldu. Davulları, bası, gitarı her şeyi Serhat kendisi icra ederek son noktaya getirdi.

Tanıtım metninde şarkının “Çağın buhranına sövgü, kıyamete övgü” niteliğinde olduğu yazıyor. İçerisinde bulunduğumuz çağın yaşattığı tüm bu olumsuz olaylar sizin üzerinizde nasıl bir etki yaratıyor? Özellikle de müzik üretiminizi nasıl şekillendiriyor ve tüm bu olumsuzluklardan arınmak için neler yapıyorsunuz?

Gerçekten hep beraber berbat bir döneme şahitlik etmek durumunda kaldık. Bir yanımızda iklim krizi ve dünya kaynaklarının tükenmesi meselesi, bir tarafta pandeminin yarattığı olumsuz koşullar ve dünya yönetim biçimlerinin ve özellikle Türkiye içindeki siyaset ve gitgide otokratik bir biçime dönüşen korkunç bir sistem. Kısıtlanan özgürlükler, hiçe sayılan hayatlar, yanı başımızda savaş, hatta 3. Dünya Savaşı için işaret fişekleri vs. daha kıyametvari bir distopik bir gerçeklik içinde olamazdık herhalde. İşte Kırmızı Lavlar da bunlara dair bir iç çekişi. Sanırım hep beraber yavaş yavaş deliriyoruz, ki ben çoktan delirip bütün gerçekliğin üstünde bir hayal dünyasında ev kurdum, oradan umut ve hayal üretiyorum bir de şifalı katarsisler.

Kırmızı Lavlar’ın klibinde yine Irmak Altıner ile çalıştınız. Irmak Altıner ile uyumunuz gerçekten harika. Ortaya çıkan işlerin ne kadar iyi olduğu zaten açıkça belli oluyor ama sizin ortaklığınız daha ilgi çekici geliyor. İkiniz de sanki kurallara, çizilmiş şemalara vs. bağlı kalmayan, formsuz, nev-i şahsına münhasır denilen şekilde üretim yapıyorsunuz. Hatta bunun dışında, kişisel olarak da birbirinize benzediğiniz gibi bir algı oluşuyor.

Müziğinizin görsel dünyasını oluştururken ilişkiniz nasıl peki? Beni Bana Bırak (Özel Versiyon)’ı saymazsak son üç klibinizde 3 renk teması gördük. Özellikle, Rampa Stampa hem prodüksiyon hem de içerdiği referanslar itibarıyla artık kendi başına bir anlatıydı. Nasıl çalışıyorsunuz bunu çok merak ediyorum. Birbirinize güvendiğiniz ve alan açtığınızı düşünüyorum bu doğru mu?

Irmak ile çok ilginç bir birlikteliğimiz var, hem çok zıt hem de çok benzer taraflarımız ile beraber müthiş bir uyum yakaladık. 2015’ten beri üretiyoruz ve birbirimizin sanatına ilham oluyoruz. Böyle uzun soluklu bir ilişki kurabilmek çok değerli. Irmak üstün yetenekleri ve şahane bir gözü olan cesur ve kendine has bir kadın, onunla tamamen içgüdüsel olarak bir kanalın, bir evrenin içine giriyoruz ve yuvarlanıyoruz. Çıktığımızda büyüsel bir şeyler ortaya çıkmış oluyor.

Birçok ismin ‘popüler’ olana oynadığı bu piyasada siz yıllardır kendinize has tarzınızla, müziklerinizle ve klip çalışmalarınızla üretim gerçekleştiriyorsunuz. ‘Piyasa kurallarına’ göre oynayabilirsiniz ama bunu yapmıyorsunuz. Tavrınız ve ürettikleriniz oldukça hoşumuza gitse de öte yandan, daha geniş bir kitleye ulaşma isteği de insani bir şey. Gayet özgün bir şekilde üretirken, yıllar içerisinde piyasaya ya da dinleyicilere ‘küstüğünüz, kırıldığınız’ anlar oldu mu?

Müzik yapmak benim için gerçekliğime ve varoluşuma tuttuğum ışık gibi. ‘Ben biriyim, ben şuyum buyum’u haykırmak yerine sürekli oluş halinde olmayı seviyorum. Hiç bitmeyen bir arayış ve sorgulama içinde her gün yeni öğrendiğim, duyduğum şeylere açık olabilmeyi isterim. Bu nedenle de sanatımı tarzların üstünde gördüm. Kariyere değil de sanata odaklanmış olmak çok zor, böylesine bir girişim dinleyicisinden de aynı açıklıkta bir kafa yapısını gerektiriyor. Dinleyiciyi de zorlayan bir tavır benimkisi, şimdilerde daha net çizgilerde ilerliyorum, oyun alanımın sınırlarını daha iyi belirledim gibi, sanat uzun hayat kısa.

2022 yılına Kırmızı Lavlar ile giriş yaptınız peki yıl içerisinde sizden yeni parçalar dinleyebilecek miyiz? Hazırda bekleyen parçalar var mı?

YouTube için yapmak istediğim enteresan projeler var. Üzerine çalışıyorum, yakın zamanda onu yola koyacağım. Onun dışında da şimdilerde 3-4 şarkılık bir mini albüm için çalışıyorum.

Bu yıl içerisinde konserler başlayacak mı peki? Sizi sahnede görmeyi özledik.

Umarım başlayacak. Hayranlarımdan bununla ilgili hemen hemen her gün mesaj alıyorum. Bebeğimi pandemiden korumak için ne yazık ki bayadır sahada olamadım. Deli bir özlemle yanıp tutuşuyorum ve dinleyicimle buluşmayı istiyorum artık, mayıs gibi başlamak niyetindeyim ufak ufak…