Ocak ayında Dursaydı Dünya isimli şarkısıyla dinleyicisiyle buluşan Melis Fis ile bir araya geldik ve şarkının üretim sürecini kendisinden dinledik. Müziğini olabilecek en samimi duygularla yaptığını söyleyen Melis Fis, aynı zamanda resim ile uğraşmaktan da keyif alıyor. İlerleyen zaman içerisine resim ve müziği birleştirdiği projeler yapmak istediğini söyleyen müzisyen, detayları Kayıt Dışı’na anlattı.
Dursaydı Dünya şarkınızı duygusal anlamda en kötü ve en karışık hissettiğiniz bir dönemde yazdığınızı söylüyorsunuz. Duygusal anlamda yoğun olduğunuz zamanlarda gelen o yoğun duyguyu kaybetmeme adına kendinizi üretime mi veriyorsunuz? Yeni bir şarkı sürecinde nasıl bir çalışma disiplinine sahipsiniz?
Yaşadığım duyguları sindirip bunları müziğime yansıtmam biraz zaman alıyor. En başlarda o hisleri yaşamakla ve kendi duygu dünyamla meşgul oluyorum. Sonrasında o hisler duygusal belleğime kaydolduğunda ve müzik yapmaya hazır hissettiğimde yazmaya başlıyorum. Şarkı yazmak bana, kimi zaman günlük tutmak gibi kimi zaman da derdimi paylaşmak gibi hissettiriyor. Müziğimi olabilecek en samimi duygularımla yapıyorum. Yeni şarkılar yazma sürecimde oldukça rahat hissettirmeye çalışıyorum kendimi. Her ne kadar bir estetik algısıyla yazsam da yazdıklarımın kendi içinde bir matematiği olsa da üstümde olabildiğince az baskı kurmaya çalışıyorum. Duygularımı olduğu gibi anlatabilmek ve insanların da şarkımı dinlediğinde bir şeyler hissetmesini sağlayabilmek için çalışma disiplinimi esnek tutuyorum.
Parçanın kapak tasarımında çizimler görüyoruz, hikayesi nedir?
Dursaydı Dünya’yı yazdığım o kötü dönemimde stüdyoya, şarkıyı prodüktörüme dinletmeye gittiğim gün ekibimle sohbet etmeye başladık. Onlara yaşadığım süreci anlatırken masada duran boş kağıdı ve kalemi gördüm ve elime aldığım gibi karalamaya başladım. Çizim yapmak da aynı müzik yapmak gibi her zaman beni rahatlatan ve duygularımı yansıtabildiğim bir alan olmuştur. Konuşurken bir yandan da çizmeye başladım. Sonrasında önüme baktığımda karalamalarla dolu bir kağıt gördüm ellerimde. O an o kağıdın da şarkım ve hislerim kadar gerçek olduğunu düşünüp şarkının bütünlüğünü de sağlamak için Dursaydı Dünya’nın kapağı olması gerektiğini anladım.
Paylaştığınız parçalar size ait, bir yorumcunun ötesinde üreticisi de sizsiniz. Bununla birlikte, hem şarkılar hem de klipleri prodüksiyon açısında da gayet sıkı işler. İşin mutfak tarafına da dahil oluyor musunuz? Müzik prodüksiyonunda ve kliplerde de, süreçlere doğrudan dahil olup olmadığınızı merak ediyorum.
Kendi işlerimde her zaman elimden geldiğince sürece dahil olmak istiyorum. Şarkılarımın sözünü ve bestesini ben yapıyorum. Aranje sürecinde aranjörümle sürekli iletişim halinde oluyoruz. Sürekli bir fikir katmaya çalışıyorum düzenlemelere. Aynı şekilde klip ve kapak çekimlerimde de işin kreatif kısmında bolca dahil oluyorum sürece.
Lisedeyken resim bölümünde okuduğunuzu biliyoruz. İlerleyen süreçte müzik ve resim yeteneğinizi bir arada göreceğimiz işlerle karşımıza çıkmayı planlıyor musunuz? Özellikle de son dönemin popüler konusu olan NFT’lerle…
Resim yapmayı oldum olası sevmişimdir. Günlük hayatımda zaten çizim yapmaya devam ediyorum. Bunu ilerleyen zamanlarda da müziğimle birleştirmeyi çok isterim doğrusu. Şu ana kadar iki tane single kapağımın çizimlerini ben yaptım, bundan sonra da iki sanat dalını birleştirebileceğim konseptler yaratmaya devam etmeyi düşünüyorum.
Sosyal medyayı sanırım bir tür “günce” gibi kullanıyorsunuz. Müziğin dışında, ürettiğiniz içerikler oldukça “organik” gözüküyor. Dijital medyayı oldukça iyi kullanan biri olarak şunu sormak istiyorum; dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Özel hayat ve içerik üretimi arasındaki dengeyi kurmak için ekstra bir çaba sarf ediyor musunuz?
Sosyal medyada 14 yaşından beri içerik üretiyorum. Kendimi bildim bileli elimde bir kamera ve ben onunla konuşuyorum. Bu yüzden sosyal medyada rol yapmaktan oldukça uzağım. Gerçekte kimsem insanlara karşı da oyum. Nerede yaşadığımı, ne yediğimi, kimlerle vakit geçirdiğimi biliyor tüm takipçilerim. Maske takmayı sevmiyorum, ne gerçek hayatımda ne sosyal kimliğimde. Kitleme duygularımı olabildiğinde yansıttığımı düşünüyorum. Özel hayatım ve içerik üretimim arasındaki dengeyi kurmak pek zor olmuyor bu yüzden.
Farklı janrlardan sanatçıların parçalarını cover’ladınız ve bu videolar sosyal medyadaki takipçileriniz tarafından büyük ilgi gördü. Ancak son dönemde, bu türden yeniden yorumlara karşı tepki gelişmeye başladı. Bazıları listelerde cover performansı görmek istemediklerini yüksek perdeden dile getiriyorlar. Siz bu tepkileri neye bağlıyorsunuz? Sizce insanlar neden yeniden yorumlara karşı bu kadar reaksiyon gösteriyorlar?
Bence cover’lara yapılan bu tepkiler tamamen ön yargı ve alışmışlıklardan doğuyor. Bir insan bir şarkıyı belli bir sanatçıdan duymaya, belli bir tarzda duymaya çok alıştığı için onun dışında herhangi bir versiyon duymak istemiyor. Belki de yadırgıyor. Ben de zamanında rap şarkıları piyano ile duygusal bir şekilde seslendirdiğimde belli bir kesim tarafından çok yargılanmıştım. Belki de şans verseler daha bile çok sevecekler orijinalinden ama bazı keskin duvarları oluyor bu insanların. Belki de sadece zevklerine hitap etmiyor. Zevkler ve renkler tartışılmaz, kim ne istiyorsa onu dinler. Ama şahsen ben güzel yapılan müziği her türlü dinlerim. Kim söylerse söylesin, hangi tarzda olursa olsun. İster eski ister yeni, ister rap ister klasik; güzel müzik her türlü kulağı ve ruhu besler diye düşünüyorum.
Önümüzdeki süreçte dinleyicilerinizi neler bekliyor? Sürpriz çalışmalarınız olacak mı?
Şu anda tam gaz çalışmalarım devam ediyor. Sürekli olarak bitmeyen bir üretim halindeyim. Yakında dinleyicilerimi çok farklı işler bekliyor. Melis Fis’ten duymaya alışık olmadığınız bir şarkı yapıyorum şu anda. Çok yakında sürprizlerim var anlayacağınız.