Geçtiğimiz ay Söz Ver ile yıla hızlı bir giriş yapan Ertunç, son teklisinin hazırlık sürecini, kariyerindeki dönüm noktasını, sektörün bugününe bakışını, çalışma yöntemini ve merak edilen bir çok şeyi kayitdisi.co’ya anlattı! Ertunç, “Yaşadığım gördüğüm her şey aslında benim için bir ilham kaynağı. Yaşadığım en ufak şeyden bile büyük dersler çıkarabiliyorum” diyor ve ekliyor: “Buna bir disiplinden çok yaşam tarzım diyebilirim çünkü müzik günün her saatinde benimle beraber.” 

Söz Ver şarkınızla 2022’ye giriş yaptınız. Klip çalışmasıyla birlikte yayınlanan bu şarkının hazırlık süreci nasıl gerçekleşti?

Şarkının çıkış hikayesi aslında benim için ilginç bir döneme denk geldi. Bütün hazırlıklarım, projelerim her şey yolunda giderken bir anda pandemi gibi bir olay geldi başımıza. Beklenmedik bir anda geldiği gibi beklenmedik hisler içerisine de soktu bizi. Hayat hakkında, ilişkiler hakkında daha çok sorular sormaya başladım kendi kendime. Sonucunda da Söz Ver ortaya çıktı. Sözlerine dikkat edecek olursanız aslında tam anlamıyla yaşadığımız hayatın içinden çıktığını göreceksiniz.  

Ümit Kuzer’in dokunuşlarının olduğu parçaların başka bir tadı olduğunu düşünüyorum. Kendisiyle çalışmaya nasıl başladınız? Üretim esnasında nasıl bir paylaşım içerisindesiniz?

Ümit Kuzer ile Bora Üzer ve Kaya Iskenderoğlu aracılığıyla tanıştık. Kendisinin naif kişiliği ve müzik bilgisi beni etkiledi. Ümit Kuzer’le çalışmak aynı zamanda benim için bir okul gibi; onun öğretme ve benim öğrenme isteğim aramızdaki ilişkiyi daha güçlü tutuyor. Kendime yeni bir tarz belirledim ve ilk adımları atmak oldukça zorlu bir süreçti. Bu süreçte Ümit gibi biriyle çalışmak beni mental açıdan güçlü tutuyor. Parçanın da üretim esnasında baştan sona beraberdik diyebilirim.

Müzik hayatınızda “dönüm noktam” dediğiniz bir aşama var mı?

Derin Uykum’un çıkışı demek istiyorum buna çünkü gereksiz sözleşmelerden, beni bağlayan çoğu şeyden kurtulup kendi kalemimden, kendi şirketimden çıkardığım, çıkışını dört gözle beklediğim bir parçaydı.

Yeni bir parça üretirken nelerden ilham alıyorsunuz? Söz yazımı esnasında gerekli motivasyonu nasıl sağlıyorsunuz? Bize biraz çalışma disiplininizden bahseder misiniz?

Aslında bunu belirli bir kalıba sokmak istemiyorum çünkü yaşadığım, gördüğüm her şey aslında benim için bir ilham kaynağı. Yaşadığım en ufak şeyden bile büyük dersler çıkarabiliyorum. Bunu kağıda dökmek de benim için bir o kadar keyifli aynı zamanda zahmetli bir süreç oluyor çünkü başladığım şeyi bitirmeden kafam hiç rahat durmuyor, günlük rutinlerimi yaparken bile arkada dönüyor ve bittiği an derin bir oh çekiyorum. Çalışma disiplinim şöyle aslında, buna bir disiplinden çok yaşam tarzım diyebilirim çünkü müzik günün her saatinde benimle beraber. Çok fazla şarkı dinliyorum, gitar ve bateri çalmak en büyük stres atma yöntemim diyebilirim bunların haricinde ekstra olarak yaptığım haftada bir gün vokal koçuyla çalışıyoruz.

İçerisinde bulunduğumuz gündemle ilgili bir müzisyen olarak siz ne düşünüyorsunuz? Tüm yasaklar, ekonomik olaylar sizi ve dolayısıyla üretiminizi nasıl etkiliyor?

Ekonomik sıkıntılardan ötürü her şeye zam üstüne zam gelirken, eğlence sektöründeki kapasite kısıtlamaları, artan vergiler bizim kaşelerimizde büyük oranda fedakarlık yapmamızı gerektiriyor. Bu açıdan biraz zorlu bir süreç oluyor bizler için. Olumsuz düşünmemeye çalışarak üretimime etkisini oldukça aza indirmeye çalışıyorum.

Bir dönemin en popüler tarzı olan pop müzik son dönemde yerini rap müziğe bıraktı. Bu değişimde sizce yapılan parçaların eskisi kadar ‘kaliteli’ olmamasının etkisi var mı? Yoksa bu normal bir döngü mü?

Bence normal bir döngü fakat bu sefer biraz daha etkili oluyor. Bu durumda her şeyin etkisi var, sadece bununla sınırlamak doğru olmaz. Yaşanılan olaylar, teknolojinin gelişmesi, hızlı tüketim hepsi bir etken ama ağırlıklı olarak gördüğüm eskisi kadar kaliteli pop parça çıkmıyor çünkü çoğu yapılmak için yapılıyor gibime geliyor. Eskiden yapım aşaması aylarca süren parçalar şimdi günler sürüyor. İnsanların tepkileri alınmadan piyasaya sürülüyor ve bunlar gibi bir çok etken var.

Müziğin içerisinde olan bir ailede büyüdüğünüzü biliyoruz ama müzik dışında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Deneyimlemek istediğiniz başka sanat dalları var mı?

Müzik dışında oyunculuk da yapıyorum fakat müzik kısmı ağır bastığı ve çok zaman aldığı için oyunculuk tekliflerini bu sıralar kabul etmiyorum. Onun dışında vaktimi spor yaparak, şiir okuyarak geçiyorum. Basketbol, yüzme özellikle en sevdiğim dallar diyebilirim. Şiir okumayı seviyorum, yazmayı da denemek istiyorum. 

Bir hafta içerisinde bu kadar çok yeni şarkı çıkıyor olması hakkında sizin düşünceleriniz neler? Müziğin bu kadar çabuk tüketiliyor olması sizi EP ya da bir albüm yapma konusunda olumsuz etkiliyor mu?

Bu konu hakkında öncelikli sorumluluğu teknolojinin getirdiği hızla beraber müzik piyasasına adeta ticarethane olarak bakan şirketlerde görüyorum. Çoğu şirket sanata değil oynayacağı kitlenin çoğunluğuna, rakamlara bakıyor. Bu olay bizleri tabi ki etkiliyor. Bu kadar hızlı bir tüketim varken yapımı belki aylar süren albümü hazırlamak, oluşacak masrafların altından kalkmak hiç kolay değil.

2022 yılı içerisinde sizden daha fazla yeni şarkı duyabilecek miyiz?

Kesinlikle öyle takipte kalın.